Hüseyin Kabadayı Kimdir?
Tam olarak ne zaman doğduğumu bilen yok. Nüfus kayıtlarına 24 Mart 1955 olarak geçirilmiş ömrümün başlangıcı.
Sivas’a bağlı Divriği kazasının eski ismiyle Murmana, yeni adıyla Kayacık köyünde başladı hayatım.
İlkokulu Demirağ ve Kayacık köyü ilkokullarında, Ortaokulu Cürek ortaokulunda ve Liseyi Nuri Demirağ Endüstri Meslek Lisesinde okuduktan sonra iş hayatına atıldım.
2002 yılında emekli oldum.
Suna Özdemir Kabadayı ile evliyim. İki harika çocuğumuz Gökhan ve Gökben.
Şiirlerim
-
Biri Akıl Biri Bilim
- 8 yıl önce
Biri Akıl Biri Bilim
İnsanlığın iki şartı
Biri Akıl biri Bilim
En hassas ölçü tartı
Biri Akıl biri Bilim
Akıllılar kalmaz geri
Yol alırlar hep ileri
İnsanlığın tek rehberi
Biri Akıl biri Bilim
Aydınlatır İlim İrfan
Darda kalmaz bilge insan
Eğer Mürşit istiyorsan
Biri Akıl biri Bilim
İnsanoğlu Ay’a Mars’a
Gidemezdi us olmasa
İki rehber anayasa
Biri Akıl biri Bilim
6 Aralık 2016 -
Belgrad
- 8 yıl önce
Belgrad
2015 in bir Temmuz akşamında
Hani o tavernada
İçip eğlenmiştik
Mest olmuştuk ya şarkılarla
Sen Ben birde Sandıra
Ah o ne günlerdi
Ne güzeldi Sava da tekne sefası
Bu gün ki gibi aklımda
Senli şarkıların her mısrası
Ben seni unutmadım
Aklımın ortasına çakılmış
Mıh gibi hayalin.
Kusursuz ve çırılçıplak
Cilveli güzel kadın
Gönlümden bir parça bıraktım sana
O günler hiç bitmesin istedim
Üç başak bıraktım yarına
Üç umut çiçeği
Üç hayali hatıra
Sıcaklığını sakladım kalbimin kuytusunda
Avuçlarımda sımsıkı tuttuğum hasretin
Yeşil esvabın içinde mavi gözlü
Kadın
Ne güzeldi o günler
Sen ben birde Sandıra.
31 Mayıs 2016 -
BUDA PEŞTE
- 8 yıl önce
BUDA PEŞTE
Gellert tepesinden sana bakınca
Âşık olduğum ilk kadın gibisin
Beyaz gelinlik içinde
Yeşil bir şal üstünde yatar gibisin
Tanrı altın kalemlerle çizmiş
Baştan ayağa
Bil cümle her şeyin kusursuz
Paha biçilmez tacın
Elmas gerdanlıkların
Ve İbrişim kuşaklarınla
Asil bir sevgilisin
Macar dağlarından seni seyreder gibiyim
Yüzünde tatlı bir tebessüm
Yem yeşil ovaya uzanmış
Sessizce uyur gibisin
Margaret köprüsünden
BenSeni seyrederken
Gecenin karanlığında uykudaydın sen
Saçlarını rüzgârlara savurdum
Yavaşça okşadım kusursuz endamını
Ateşli buseler kondurdum
Kokladım her yanını
11 Ağustos 2016
-
CANAN
- 1 yıl önce
Canan
Geçenlerde arkadaşım Cananı gördüm
Nasılda değişmiş ele benzettim.
Yürüdük öteden beriden sordum
Gözyaşını akan sele benzettim
Oturup yâd ettik eski günleri
Onca yıl başından tüm geçenleri
Yağmur bulutuna benzer gözleri
Sararan benzini küle benzettim
Zorla evlendirmiş zalim babası
Ayyaşın biriymiş kocası
Her gün dövermiş lanet olası.
Gözyaşını bir ırmağa benzettim
O siyah saçlar tel tel ağarmış
Bembeyaz ipek benzi sararmış
Bir kızıyla bir oğlu varmış
O sebepten yaşarmışa benzettim
Ağlamaklı gözleri doldu giderken
Damla damla döktü elveda derken
Son gemi rıhtımdan uzaklaşırken
Avuçlarımdan uçan kuşa benzettim.
-
ÇEVİRDİM OKUDUM MAZİYİ DAL DAL
- 24 yıl önce
Çevirdim okudum maziyi dal dal
Hatıra defterinin yapraklarında
Gözümde canlandı o eski yıllar
Sesin çınlar hala kulaklarımda
Bir ateş bir alev yakar özlemin
Bir yağmur bulutu olur gözlerim
Ruhumu okşayan tatlı sözlerin
Gezinir her gece rüyalarımda
O mesut günler kalsa da yarım
Anısı silinmez geçen yılların
Öptüğüm o ıslak kor dudakların
Tadı hala saklı dudaklarımda
Sen gittin dönmedin güler mi yüzüm?
Her günüm ıstırap her anım hüzün
Sensiz hem garibim hem de öksüzüm
Bu gamlı gurbetin sokaklarında
-
El Aynalarda
- 1 yıl önce
EL AYNALARDA
Karşıdan bakınca gördüğün resim
Senin yansımandır işte o sensin
Görmek istiyorsan kimsin nesin
Şöyle geç karşıya gör aynalarda
Sağın sol görünür solun tersine
Bakınca gördüğün o sensin yine
Tıpa tıp aynıdır resmin cismine
Gerçeği istersen gör aynalarda
Canın sıkıldıysa biraz üzgünsen
Kusursuz bir keder yansır resminden
Sana özgü olan ne varsa senden
Senden bir öteki var aynalarda
Sağlığın yerinde birde baharsa
Cebindeki paran da haline yarsa
Bir de yanında sevdiklerin varsa
Krallar gibisin tam, aynalarda
Gözaltın torbalı dişler dökükse
Rengin bembeyaz kanın çekikse
Yaş ilerlemiş bir geç vakitse
İçin içini yer, aynalarda
Saçların ağarmış yaşın geçmişse
Mesela, atmıştan sonra yetmişse
Bir de sevdiklerin terk etmişse
Neşeli görünmen zor aynalarda
Sekseni geçmişsen belin bükükse
Saçların ağarmış hayli dökükse
Umudun da senden önce ölmüşse
Bir dost bulamazsın EL AYNALARDA -
Evlat Acısı
- 6 yıl önce
Evlat Acısı
Halime şükrederim etmem şikâyet
Senden yaratmaksa benden riayet
İstersen ömrümce beni sınav et
Evlat acısıyla sınama beni
Kime yalvarayım sorayım kimden?
Bunca yıl çok mu şey istedim senden?
Kalbimi sök al da bu bedenimden
Evlat acısıyla sınama beni
Nice hasret gurbet girsin arama
Derman bulunmasın kat kat yarama
Her türlü çileyi derdi ver ama
Evlat acısıyla sınama beni
Ağma olsun gözlerim gelsin de perde
Zavallı bedenim düşsün bin derde
Sen bana onulmaz acılar ver de
Evlat acısıyla sınama beni
Senin yarattığın çaresiz kulum
Ey Tanrım bağlıdır kanadım kolum
Sana ta yürekten yalvarıyorum
Evlat acısıyla sınama beni
11.03.2018
Hüseyin Kabadayı
-
Ey Sevgili
- 4 yıl önce
Ey sevgili
Gönül düştü yollara
Seni arar ey sevgili
Cümle âleme sora sora
Seni arar ey sevgili
Sevdan düşer içim yanar
İnce ince sızlar kanar
Sen yoksun diye pınar
İki gözüm ey sevgili
Ne olur canan bir merhamet
Bu gün Dünya yarın ahret
Şöyle diz dize muhabbet
Etsek derim ey sevgili
Sevdan gelir uyuyamam
Böyle olur zaman zaman
Biz iki beden bir can
Olsak derim ey sevgili
Hüseyin’i hoş eylesen
Aşkınla sarhoş eylesen
Sevgilim yârim desem
Sarsam seni ey sevgili
Hüseyin Kabadayı 12.05.2020
-
Gazel döker bağlar bir gün
- 8 yıl önce
Gazel döker bağlar bir gün
Ömür dediğin dört mevsim
Gazel döker bağlar bir gün
Yıkılır gelir üstüne
Güvendiğin dağlar bir gün
Hele düşün bir yarını
Nice müşkül hallarını
Felek büker kollarını
Ta gövdenden yıkar bir gün
Kibirlenme gel hey fani
Senden öncekiler hani
Dünyada ölüm var yani
Vakti gelen göçer bir gün
Hüseyin im deli gibi
Bir Mihrican yeli gibi
Sanki bahar seli gibi
Gözlerinden akar bir gün
Hüseyin Kabadayı
9 Mayıs 2016 · -
GEL
- 5 yıl önce
GEL
Hasretin yel olur birikir de hüznümde
Bilsen ne fırtınalar kopar sensiz geçen ömrümde
Mevsimler değişti baharlar hazan şimdi
Yokluğun ölümden daha da hazin şimdi
Umudum yetmiyor sen dolu efkârıma
Kalbim ki dar geliyor dağ gibi hicranıma
Dönüp de bakmak yok mu yakıp yıktığın yere
Yıllar sonra bir gün, göz ucuyla bir kere
Bilemezsin ne haldeyim gittiğin günden beri
Gel de çıkar kalbimde unuttuğun hançeri
Gel yorgun kalbim birazcık huzur bulsun
Gel beni ustura ağzında mahzun bırakma ne olursun
Mavi gökyüzü akşamlarında mehtabım ol yine
Şavkın düşsün yeter ki şu mahzun kalbime
Tek ilacımsın müzmin acımı dindirecek
Bir rüyalık misafirim ol kim bilecek
Arıya meyhanedir hercai çiçekler
Dön gel ki bak şerefine kaç kadeh içecekler
18 Şubat 2019
Hüseyin Kabadayı